Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dünyanın en kırılgan canlısı !

Resim
 Pembe Peri Armadillosu! İlk bakışta korkunç gözükse de onlar türünün en sevimli örnekleri. “Kum yüzücüleri” olarak bilinen Armadilloları Arjantin çöllerinde gece vakti gezinirken görebilirsiniz. Onlar ufak böcekleri, solucanları ve salyangozları yiyerek besleniyorlar. Dünyanın en “kırılgan” hayvanlarından biri. [¹] Peki ya insanlar..  "Kalabalık-lardan sıkılı-yorum, yoğun bir günün ardından sessiz sakin kafamı dinlemek istiyorum, çevremde bir sürü insan olacağına, beni anlayan az sayıda insan olsun yeter, filmlerdeki gergin ve duygusal sahnelerden çok etkileniyorum, aşırı vicdanım bazen zarar görmeme neden oluyor, olumsuz şeyler yaşadığımda etkisi uzun sürüyor ve çevremdeki insanlar hep hassas ve içedönük olduğumu söylüyor…”[²] Kendine dair, bu ve buna benzer şeyler gözlemliyorsan, sen de aşırı hassas bir kişiliğe sahip olabilirsin. Aşırı hassas kişilik yapısı psikoloji alanında yeni yeni konuşulmaya başlanan bir konu. Henüz bilimsel olarak kanıtlanmış olmasa da bazı insanlar...

Özür dilerim..

Resim
Yanlış anlamalar.. Tahmini 7-8 yaşlarındaydım. Annem ile bir akraba ziyaretine gittik. Ev sahibinin ben yaşlarında bir oğlu vardı.Odada birlikte oynamaya başladık. Ahmet'in sonra canı sıkıldı. Dışarıya top oynamaya çıktı. Ben de odada yalnız başıma oynamaya devam ettim. Birden "şangır" diye bir ses duyuldu. Oynadığım odanın içine bir top girdi ve cam kırıldı. Hemen ayağa kalktım. Top önüme düştüğü için şaşkınlıkla topu elime aldım. O arada annem ve ev sahibi koşarak içeri girdi. Annem elimde topu görünce camı benim kırdığımı düşünüp bir an da beni dövmeye başladı. "Ben yapmadım" desemde öfkeden beni duymuyordu. Ahmet'in 5 dakika sonra eve gelmesi ile olay anlaşıldı ama ben çok fena dayak yemiştim.. Annem olayı anlayınca bana sadece şunu söyledi, "Salak söylesene camı kırmadığını! Boş yere dayak yedin" Sonra içeri geri gitti. Çayını içmeye ve sohbetine kaldığı yerden devam etti.  O arada ev sahibi duruma çok üzüldü. Anneme "çocuktan bir özür di...

Tek kural..

Resim
 İşte o kural ERKEKLERİN gidip kendilerine bir Eş bulabilecekleri bir mağaza açılmıştır. Mağaza 5 katlıdır ve her kat çıkıldıkça, KADINLARIN özellikleri de yükselmektedir. Mağazada sadece tek bir kural geçerlidir: Herhangi bir katın kapısından içeri giren erkek, o kattan alış veriş etmek zorundadır ve eğer bir üst kata çıkmak isterse, tekrar aşağı katlara inemez.  Bir gün bir grup erkek arkadaş, kendilerine kız seçmek için mağazaya gider. Ve......  Kapılar'da şunlar yazılıdır: 1.KAT: Bu kattaki kadınların çalışacak bir işleri var ve çocukları da severler. Erkekler: Yazıları okur ve şöyle derler: "Eh,hiç yoktan iyidir ama bir de üst kata bakalım." 2.KAT: Buradaki kadınların iyi bir işleri var, çocukları severler ve son derece güzellerdir. Erkekler : "Himmmm hiç fena değil ama acaba bi üst katta ne var?" 3.KAT: Buradaki kadınların çok iyi birer işleri var, çocukları severler, son derede güzeldirler ve ev işlerine de yardım istemezler. Erkekler : "Aman Allah...

Oruç tutuyor musun ?

Resim
Müslüman olmak  Dedi ki, oruç tutuyor musun? Neden sordun dedim. Hiçç! merak ettim dedi. Nedense hep ibadet konularında kendi yaptığınız ibadetleria başkalarının yapıp yapmadıklarını merak ediyorsunuz dedim. Nasıl yani dedi? Örneğin; çok para kazandığında neden param olup olmadığını merak etmiyorsun da, namazımı, orucumu merak ediyorsun dedim? Sustu ama yine de cevap verdi. Merak ettim yani suç mu işledim? Bana göre işledin ama yine de cevap vereyim dedim. Oruç tutuyorum. Bu sene kötü düşünmeme orucu ve herkes ve her şey hakkında iyi düşünme orucu tutuyorum dedim. Bir kahkaha attı. Yani bizimle kafa mi buluyorsun? Neden dedim? İyi düşünme orucu, kötü düşünmeme orucu mu olur ya dedi. Neden olmasın ki dedim. Yalan konuşmama orucu, haksızlık yapmama orucu, sahtekarlık yapmama orucu.. çoğaltılabilir. Böyle bir şey olmaz dedi. Yeni bir din mi icad ediyorsunuz kardeşim? Yok kardeşim sen yeni bir din icad ediyorsun dedim. Aslında sen yalan konuşarak aç kalabilirim, haksızlık yapabilirim a...

Herkesin bilmesi gerekiyor.

Resim
Herkesin bilmesi ve uygulaması gereken birlikte yaşam kalitesini arttıran ölçülü kurallar.   🔹 Kişinin izni alınmadan, telefon numarası bir başkasına verilmez 🔹 Acil bir durum olmadığı sürece, saat 21:00 den sonra kimse aranmaz 🔹 Yılladır görmediğin birine "hu hu" diye mesaj atamazsın, yada arayıp "bil bakalım ben kimim?" diye şaka yapmamalısın, sonra birde "noldu unutulduk mu" diye trip atmamalısın 🔹 Yeni tanıdığın bir insana "sen" diye hitap etmemelisin, yerli yersiz gereksiz samimiyet, hitap, espri, eleştiri, argo vs yapmamalısın 🔹 Çok samimi olmadığın sürece kimseyi yapışıp öpmemeli, sarılmamalı, ayaküstü tutmamalısın 🔹 Ailen dışında kimseyi uygunluğunu sormadan görüntülü aramamalısın 🔹 Whatapp uygulamasında mesajlaşmak bedava diye bir cümleyi atomlarına ayırıp 18 mesaj şeklinde atmamalısın. Mesajlaşman uzun sürecekse, telefonunu sessize almalısın 🔹 Biri aramana dönmüyorsa, beklemeli ve üst üste taciz eder gibi aramaya devam etmemelis...

İstanbul sözleşmesi ve maddeleri

Resim
 İstanbul sözleşmesi ile ilgili bilinen veya yanlış bilinen herşey İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR? Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla, Avrupa Konseyi tarafından 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan sözleşmedir. Amacı ? - Avrupa Konseyi’nin, kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin bu yeni sözleşmesi, ciddi bir insan hakları ihlali oluşturan bu sorunu en kapsamlı şekilde ele alan bir uluslararası anlaşmadır. Bu tür şiddete sıfır tolerans gösterilmesini hedeflemektedir ve Avrupa ile onun sınırlarını da aşan geniş bir alanda daha güvenli yaşanabilmesini sağlama yolunda önemli bir adımdır. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NE ZAMAN İMZALANDI? İstanbul Sözleşmesi, Mart 2019 itibarıyla toplam 46 devlet ve Avrupa Birliği tarafından imzalandı. Türkiye ise 12 Mart 2012'de sözleşm...

Susmayan bir iç ses

Resim
İç sesim uykularımı kaçırıyor.  Mükemmel geçen bir günün veya berbat geçen başka bir günün ardından iç sesiniz sizinle konuşmayı bırakmıyor mu.  Sizin de öyle mi?  Keşke şöyle de yapsaydım.. Keşke şöyle söyleseydim, keşke şunu da ekleseydim, o zaman tam da yeriydi işte artık geçti, söylesem de saçma olur. Ben bunu nasıl unuttumm. (O sondaki uzatılan mm migrosun m'si gibi iki tane olacak..) İş işten geçmiş olursa olsun beynimiz gece uyumak yerine geri dönüşü olmayan, hatta uyandığında muhtemelen hatırlamıyor olacağınız bu düşüncelerle meşgul oluyor.  Peki bu his sadece bende sende mi oluyor?  Hayır. Bu durumun psikolojide ismi ruminasyon . Zihinsel geviş getirme olarak tanımlanan ruminasyon nedir ve kimlerde görülür ? "Genel olarak olumsuz tekrarlı düşüncelerle karakterize olan ruminasyon, uzun süreli depresif dönemler, iyileşme sürecinde geçikmeler, intihar düşünceleri, problem çözme becerisindeki bozulma ilişkisi olduğu bilinmektedir. Çoğu kişi, kısmende olsa z...

Yeter ki Sev beni..

Resim
  Yeter ki Sev Beni, Her Şeyi Yaparım Sen yeter ki beni sev diye, radyoyu bile tamir eder hale geldim. Kendi hayatımdan ödünler verdim. Bana hiç uymasa da senin zevklerine, arkadaşlarına hatta ailene katlandım. Sırf sen rahat et diye, sana sorun getirmedim. Sırf sen surat asma diye, tavır koymadım. Zor anlarımı yansıtmamak için kendimi o kadar kontrol ettim ki, yaşadıklarımın farkında olmadın. Sürekli gözünün içine baktım. Bundan dolayı, evi tertemiz, yemekleri çeşit çeşit olan domestik bir kadına dönüştüm. Annem hep "Kocana hizmet et," diye telkin ederdi. Bana "Onunla güzel zaman geçir, eğlenmeyi bil," demedi. Ben de tüm enerjimi eve, yemeğe ve işlere verdim. Bunlardan dolayı da sürekli minnet ve övgü bekledim. Biz mutlu etmeyi işe yaramak, Birini sevmeyi de onun ihtiyaçlarını gidermek sanmışız. Bize ise yaramavi ögrettiler, mutlu olmayı değil. Zannettim ki, ev temiz, yemek sofrası leziz, masraf az olursa evlilik on numara olur. Zanne...