Pamuk gibi

Pamuk gibi..


Yaşadığım herşey için iyiki derken, karşıma çıkan bir beyaz perde..

Etrafta kimsede yok yalnızım..

Çocukluğum yansıyor perdeye..
Gözlerden süzülen yaşlar..
Nasıl da özledim seni..
Minicik boyum ve poğaça yanaklarımla oraya buraya kaçışlarım..
Ah o portakallı bisküvi.. sen benim imtihanımdın (alerjik astım hastasıyım ve bir süre bisküvi kesinlikle yasaktı..)

Bisiklet sürmeyi öğrendiğim gün..
 o kadar çok düştüm ve yaralandım ki yaptığım en zor şey buydu ve daha fazlası olamaz sanıyordum.. Öğrendikten sonra da karnımda kımıldayan tatlı bir his.. kanayan dizime dirseklerime rağmen değer di..

Gazoz kapağı toplayıp onlardan biriktip taso yaptığımız günleri de özlüyorum..
Topraktan çamur yapmayı..
Ananemle pazarda gezmeyi de..
Yaz akşamları gece geç saatlere kadar yapılan yürüşleri..




Yedi kule..
Ebeden ebeye..
Saklambaç..
İp atlama..
Ve..
Beyzbol oynamayı özledim..

Hafta sonu sabahları erken kalkıp TV de aslandan sonra çıkan çizgi filmleri izlemeyi..
Annemin patates ve domates kızartması karşılığında evin (o zamanlar) küçüğü olarak sitenin bir ucundaki kantine gidip sıcacık taze ekmekler alıp minik minik yiyerek eve gitmeyi..

Derste şiir yazmaya veya okumaya ayrılan son 10 dakikalarımızı..
Önemli günlerde hazırlanan programlara şiir okumak, tiyatro oynamak için beni seçtiklerindeki güm güm atan kalbim o heyecanlarım..
Her sene gururla gösterdiğim karnelerim..
Alışkanlık yapmasın takdirnamenin değeri olsun dediler diye dersleri koyverdikten sonra karnemden utanıp eve gelemeyişlerim..
Ödevimi oyun oynamaktan unuttuğum için tahtaya çıkıp utandığım azar yediğim günler..

Aşı günleri korkusu..
Okuldan kaçıp eve gitmek.. (çünkü masumduk planlama oraya kadardı)
Arife gecesi heyecandan uyuyamamak..
Bayram sabahları erken uyanmak..
Arifeden hazırlanan tertemiz yeni kıyafet ve ayakkabıları giyip aynada kendini süzdüğün o an..
Bayram harçlıkları..
Şeker toplamak..
Annem evde değilken komşuya gitmek.. sofrasına oturmak gönül rahatlığıyla yemek yemek.. (şimdi çok üzgünüm bunu yapamazsınız..)
Okulda nöbetçi olduğum günler dakikasını kaçırmadan Adile Naşit gibi zil çalmak ve son ders sınıf defterlerini toplarken kendi sınıfıma girdiğim an..
.
.
...



Bu anlattıkları mı yaşarken içimdeki hisler aynı,  ben aynı duyguları şuan bile yaşıyorum..

Diyeceğim şu ki toplayın telefonları tabletleri çocuklar yaşasınlar..

Çünkü ilerde belki birşeyler yapmak isterse, benim gibi kaleme alabilecekleri konuları olsun. Slime nasıl yapılır bunu bir blog açıp anlatmak istemez heralde.. gerçi nelere şaşırıp kalıyoruz belki de onu yapar bilemiyorum tercih sizin.. ya geniş bir hayal gücü, yada unutulmuş bir çocukluk..


                                 




Bembeyaz uçuşan pamuk gibi bir çocukluk.. bu konuda çok mutluyum..
Teşekkürler ailem..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevilesi

İstanbul sözleşmesi ve maddeleri

Türkiyede kadın olmak