İLHAM PERİSİ YAZIYOR

  SAHİ KADIN NEYDİ ? Kadın anne'ydi eş'ti sevgiliydi kimine göre de çiçekdi. Herkes bir farklı sever hayatındaki kadınları. Kimi canım der canından can gidercesine. Kimi ömrüm der imkanı olsa ömründen verecek   kadar   seviyor. Biz bu sevmelere layığız. Hepimiz, evet tüm kadınlar. Buna ihtiyacımız var, çünkü gelecek nesillere sevgi taşıyanlar biziz. Sen eşine annene sevgi göstereceksin ki, onlar ' da misliyle hem sana hemde etrafındakilere o sevgiyi paylaşım yapsın. Sevgi paylaştıkça çoğalır. Zaten ne için yaşıyoruz ki şu dünyada.  Okuyalım yıllarca bir iş sahibi olmak için, Sınavlara girelim azmimizi kaybetmeyelim .  sonra işe girelim ve hep önümüze bir yaşam gaylesi ekleyelim. Böyle de yaşanır hatta farkında olmadan hepimizin yaptığı bu ama görüyorum ki bu yaşam tarzı çok da doğru değil   yaşamıyor sadece robotlaşıyoruz. Bugün  5 Aralık  günün anlam ve önemi ise kadınlara insan haklarınn verildiği gün aslında. Biz diğer   çoğu ülkelere göre...

 VERİMLİ UYKU UYUMAK İSTEYENLER.  Uykuya ayırdığımız vaktin yaşam kalitemizden ne kadar kestiğini fark ettim ve bir araştırma yapmaya karar verdim. Aslında uykuya ayırdığımız zamani, alışkanlıklarımizi değistirerek çok daha verimli bir yaşam sürdürmek mümkün. Peki bunu nasıl yapicaz.? Yaşamımızın üçte birini uyuyarak geçiririz. Normal  uyku  süresi yaşla ve kişiden kişiye değişmektedir. Yeni doğanlar günde ortalama 16 saat uyurken,  uyku  gereksinimi 3-5 yaşlarında 11 saate, ergenlikte ise yaklaşık 9-10 saate inmektedir. Yetişkinler için normal  uyku  süresi ortalama 6-8 saattir.  monofazik (tek fazlı) uyku döngüsü  olarak adlandırılan ve uyku düzeninin araştırılmaya başlanmasından beri ortaya çıkan 5 ana uyku döngüsünden biridir. Geri kalan 4 uyku döngüsü ise, gün içerisinde farklı zamanlarda kısa süreli uyuma düzenine dayanan,  polifazik (çok fazlı) uyku döngüleri dir. Uyku döngülerinin temel ve en önemli elementi, REM ( rapid eye...

AŞIK OLACAĞINIZ KİŞİYİ SEÇİN VE BIRAKIN O SİZİ ÖLDÜRSÜN.    Doğduğumuz zaman neler ’ i seçebiliyoruz? Ailemizi ? Dilimizi ? Dinimizi ? Nereye doğduysak oraya aitiz. Bazı şeyler bizim dışımızda gelişiyor ve evren buna göre bir hayat veriyor bizlere. Evet mesela aşık olmak gibi. Veya birini sevememek. Kanımızın kaynamaması, içimizin bir türlü ısınmaması bunlar da elimizde olmayan şeyler. Elimizde olan şeyler nelerdir? Bir çocuğun kaç yaşından sonra fikirlerine değer vermeli? Önemsenmenin yaşı var mıdır? 18 yaşına geldin reşitsin ve artık kendin için hakların elinde, imza yetkin var ve çoğu yerde ailene bağlı değilsin. Velini çağır demiyorlar. Yani buna göre 18 yaşına geldiğinde herkes dili,dinini veya herhangi birşeyleri kafasına uymadığı taktirde değiştirme hakkına sahip midir ? Baya soru sordum ve kafalar karışık. Niyetim kafaları bulandırmak değil ama biryerlerde ki yanlışlıkları çözmek lazım. Ben her yerde yanlışlıkları çözmek istiyorum ama elim kolum yetişmiyor tabi. Haklıy...

  Bambaşka sınavlar.. Kim istemez ki çiçekler açsın, böcekler ötsün.. Sevmek ve sevilmek zor evet katılıyorum o kadar insanın içinden birini seçip ; buyur al diyorsun, bu benim kalbim, aklım, sesim, gülüşlerim, hayallerim, bunlar artık senin. O an güvenilir geliyor tabi ne söylenirse ona inanıyoruz ve geri bildirim olarak iki seçenek var; ya pişman olacaksın, ya da şanslısın güvendiğin dağlarda çocuklar portakal soyuyor.  C vitamini alacaklar .. Sonraa sevecek birini bul da sonrası kolay diyenlerr.. Bı yerde duymuştum evlenirken eşine evet diyorsun ama sonucunda yalnız onunla değil ailesi ile de evlenmiş gibi oluyorsun, işin içine girince farklı, sana herkes  karışıyor. Aileler devreye girdikten sonrası biraz daha gergin biraz daha zor olur diye düşünüyorum. Tabi bu bir sınav herkes aynı sınavda değil. Hayatlar başka , sınavlar başka.! Sevdin ve sevildin gözün aydın çok güzel bir duygu sonrasını düşünmeden yürü ve dümdüz ilerle , velev ki uçaktan planlı atlayış yapıyorsun...

Bir kere evleniyoruz..  2 yıl önce evlenmiş bir kardeşimizin ibretlik evlilik hikayesi ve gençlere güzel tavsiyeleri...                                                  *      *      *       "Yaşım 30’a yaklaşınca ailem ve akrabalarım 'Daha ne zaman evleneceksin' baskılarını arttırdılar. Sürekli olarak bir tanıdık kız tavsiyeleri vardı. Sonunda yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle, biriyle görüşmeye karar verdim. Sakin efendi bir kızdı. Kafalarımız ilk dakikadan itibaren uyuştu. Sonrasında 6 ay kadar birbirimizi tanıdık. Evlenme fikri iyiden iyiye kafamda yerleşti. Ailelerimiz de hemen hemen aynıydı. Ortalama geliri olan mütevazı yaşayan insanlardı. Evlilik konuları açıldığında kendisinden önce evlenen arkadaşlarının nasıl evlilik teklifleri aldıklarından bahsediyor, her detayını uzun uzun anlatıyordu. Sürprizle...

Pamuk gibi.. Yaşadığım herşey için iyiki derken, karşıma çıkan bir beyaz perde.. Etrafta kimsede yok yalnızım.. Çocukluğum yansıyor perdeye.. Gözlerden süzülen yaşlar.. Nasıl da özledim seni.. Minicik boyum ve poğaça yanaklarımla oraya  buraya kaçışlarım.. Ah o portakallı bisküvi.. sen benim imtihanımdın (alerjik astım hastasıyım ve bir süre bisküvi kesinlikle yasaktı..) Bisiklet sürmeyi öğrendiğim gün..  o kadar çok düştüm ve yaralandım ki yaptığım en zor şey buydu ve daha fazlası olamaz sanıyordum.. Öğrendikten sonra da karnımda kımıldayan tatlı bir his.. kanayan dizime dirseklerime rağmen değer di.. Gazoz kapağı toplayıp onlardan biriktip taso yaptığımız günleri de özlüyorum.. Topraktan çamur yapmayı.. Ananemle pazarda gezmeyi de.. Yaz akşamları gece geç saatlere kadar yapılan yürüşleri.. Yedi kule.. Ebeden ebeye.. Saklambaç.. İp atlama.. Ve.. Beyzbol oynamayı özledim.. Hafta sonu sabahları erken kalkıp TV de aslandan sonra çıkan çizgi filmleri izlemeyi.. Annemin patates ve...

Kalp inanmayı seçer..  Facebook anıları mı karşıma çıkartınca dikkatimi çeken şey iki yıl sonra bile aynı duygular içinde olmamdı. Bu tevafuk mu yoksa aynı günleri yaşıyoruz ve yalnızca takvim mı değişiyor.  Çünkü yaşanan ve geçen 730 günden bahsediyorum iki yıl 24 ay 8mevsim bunlar müthiş fazla sayılar bunun içinde kaybolan anılar, aldığımız yaşlar, sevinçler, mutsuzluklar, herşey var. 🤔bu beni düşündürdü. Karşıma çıkan iki yıl önceki bir paylaşımdan sonra bu kadar duygu yüklü olmam ve bunun Blog'uma konu olması. Herşey sırasıyla ilerliyor. Herşey bir düzen içerisinde sıralı..  Bazen böyle düşüncelere dalmış buluyorum kendimi, size de oluyor mu? Mesela görmenin imkansız olduğu bir mekanda çok da alışkın olmadığınız bir yüzü görmek gibi.  Aa ... Hatta bu hikayeyi daha da güzelleştirmek mümkün o insan sizin dünyadaki cennetiniz oluvermiş. Nasıl da güzel hayaller kurduruyorum size. Vücudunuzun şuan salgıladığı hormon aslında çok kuvvetli mutluluk hormonu. Bundan mahru...

Masal tadında  Küçük bir evim var minnoş pek tatlı. Bu düzeni kurmak kolay olmadı 2yıl sürdü, hatta fazlası. Kimse şuan bulundukları yeri kolay  kazanamıyor'lar . Kolay kazanan için de ha burda, ha şurda nerde olduğunun bir önemi olmaz. Onlar rahatını düşünürler. Evim şehir dışına doğru sakin bir yerde. Deniz karşımda ve ben buranın düzenlemesiyle çok uğraşıyorum hala bir yerleri eksik geliyor. Bendeniz memnuniyetsizliği hat safhada başak burcu kadını. Bir düzen  oturttulduktan  sonrası kolaymış bu söz benim için geçerli değil heralde o düzen hiç  oturmuyo . Off.     Bodrum da bir pastanede işe girmiştim. İşler çok güzeldi nerdeyse hergün yeni birşey  öğreniyordum . Çok eğlenceli geçiyordu zaman. Zaten yiyecekler hazırlayıp süslemek çok eğlencelidir. Belli bir kalıbı yok mutfak işlerinin her güzelliği kaldırıyor. Hatta farklı güzellikler ortaya  çıkartırsan  'vaoww' derler. Hemen  faltaşı  gibi gözlerle 'nasıl yaptın' ? Burada ...

Doksanlarda çocukluk..                                                 Selamlar.. Eskiden her bulduğumuz yere; hediye paketlerinin üzerine, hatıra defterlerine, toprağa hatta kara tahtaya ... önce kocaman bir S harfi yazıp yanına  Seni  Seveni Sende Sev  yazar   tamamlardık.. (smale, smale) Hatırladınız mı 1990'da çocukluktan bahsediyorum.. Sonra biz büyüdük.. herşey yarım kaldı, herkes eksik. Sevginin değeri türk lirası gibi düştü.. Güzel olan herşey çocuklukta kaldı, çünkü şimdi herkes herkesi seviyorum diyebiliyor ve kişiyi değil ona vaad ettiklerini seviyor. Kendinden 30 yaş büyük zevkler farklı, renkler bambaşka ama.  . . Seviyorum diyor.. yani kazandığı paranın standartların fazlasıyla üstünde olmasının hiçbir önemi olmadığını düşündük zaten hepimiz evet.. mutluluklar.. Şimdi de kocaman bir S harfi yazıp. Sevemiyorsunuz yazmak istiyorum h...

Hayat okulu.. Okullar kapanmaya yakın sinav haftasi, yil sonu gerginlikleri olur herkes yaşamistir bunu belge almak ortalamayi yuksek tutmak ilk amactir ama son günlerde yaşananları ben pek iç açıcı bulamıyorum..  İki ayri okul,  İki ayrı ogrenci.. Ve  -Birisi ödevini yapmadı diye çocuğunu öldürüyor.  -Birisi kopya çekerken onu yakalayan öğretmenini öldürüyor. Arka arkaya yaşanan bu iki olaya en güzel sözü vefat eden öğretmenin eşi söylüyor. "Benim genç arkadaşlarımdan küçük bir istirhamım var. Arkadaşlar, bunu söylemek benim haddime düşmez ama iyi bir hukukçu, iyi bir mühendis, iyi bir doktor değil iyi bir insan olmaya çalışın." Ödevler, sınavlar hayatımızın önemli zamanlarını bizden alıyor evet ama hayatın hepsi bu değil. Okul dışındaki hayatımızın da bize kattıkları ile insan olmayı öğreniyoruz.  Bisiklet sürerken düşüp kalkıyorsun, sonra düşmemeyi öğreniyorsun. (savaşmayı öğrendin)  Okuldan çıktın koştun geldin, mis gibi sıcacık çorbanı yudumladın, çıtı...

Hassas noktamız.. Günler aylar hatta yıllar geçiyor. Büyümek şurda dursun deyim yerindeyse içimiz geçiyor. Yaşananlara bakın bir. Acaba insanlık kaldı mı. Bu kadar şey olurken bana göre üç gurup insan çıktı ortaya.  ya duymazdan görmezden gelenler, ya insanlığını kaybetmiş gözü dönmüş caniler. yada bizim gibi elinden birşey gelmeyen sadece  üzülmekle  yetinen güçsüz bir gurup.  Nedir bu düşüncesizlik, samimiyetsizlik nedendir bu kendini beğenmişlik kim öğretti size bunları. Hangi aklı başında yiğit dediki ben herşeyin en iyisini bildiğimden burdayım. Mütevazı insan olmak çok mu zor olduğundan kimse yanaşmıyor.  Hak yemek kimsenin gözüne görünmüyor. Her zaman söylüyorum yolda karşılaşıp  selamlaştığın  veya karşılıklı  gülümsediğin  o insan üzerinde bile hakkın var. Selam mı verdi almak zorundasınız. Hak bu helallik gerektirir. Düşün ki bu çok  inceliktir  çünkü yolda kimsenin gözü kimseyi görmüyor artık. Bu hakkı bile düşünmemiz ger...